Atıklar, üretim ve tüketim faaliyetlerinin bir sonucu olarak insan hayatının her noktasında karşımıza çıkmaktadır. Evler, okullar, alışveriş merkezleri, hastaneler, iş yerleri gibi birçok yerden çıkan atık ürünler genellikle çöp alanlarına atılmaktadır. Belediyeler tarafından toplanan bu atıkların bazıları işleme merkezine, bazıları da imha edilmek ve yakılmak üzere tesislere götürülmektedir.
Bu noktada, özellikle geri dönüşüm bilincine dikkat çekmek istiyorum: Ülke olarak yurt dışından çöp ithal ediyoruz! Her yıl ithal edilen tonlarca pet şişe atığından kilim, battaniye, kazak, eldiven, çorap vb. ürünler üretiliyor. Kendi atıklarımızı ayrıştırmayıp, etrafımıza atarak hem çevreyi kirletiyor, hem de gelecek nesillere sağlıksız ve yaşaması zor bir ülke bırakıyoruz.
Avrupa ülkelerinde ve dünya genelinde daha yaygın olan atıkların geri dönüşümü, ne yazık ki ülkemizde aynı seviyede ilerlemiyor. Her yıl ortaya çıkan tonlarca atık, çevreye doğaya zarar verirken aynı zamanda maddi olarak kayıp da yaşatmaktadır. Günümüzde Türkiye’de yılda 30 milyon tona yakın evsel atık, 1,5 milyon ton endüstriyel atık, 100 bin ton tıbbi atık ve 530 bin ton elektronik atık ortaya çıkıyor. Özetle, yılda 2 milyar TL’ye yakın geri kazanılabilir atık çöpe gitmektedir. Yani biz “çöp sanılan atıkları” çöpe atıyoruz.
Tüm bu atıklar arasında doğaya ve çevreye en fazla zarar veren türler ise şüphesiz ki plastik atıklardır. Doğada yüzlerce yıl yok olmadan durabilen plastikler, aslında kolayca geri dönüştürülebilir ve tekrar üretime kazandırılabilir.
Atıkların doğaya verdiği zararı bir örnekle açıklamak istiyorum. Örneğin tek bir pet şişe 400 yıl, alüminyum bir parça ise 100 yıl boyunca doğada varlığını sürdürebiliyor. Ormanlarımız kirleniyor, yaşam alanlarımız kısıtlanıyor, toprağımızın verimi düşüyor. Özellikle denizlere atılan atıklar nedeniyle, denizlerimiz kirleniyor, deniz canlıları hayatını kaybediyor. Aynı zamanda geri dönüşüme kazandırılmayan atıklar nedeniyle milyonlarca lira maddi kayıp oluşuyor. Bu durum ülkemizin ekonomisine de negatif olarak yansıyor.
Özellikle şehirleşme oranının artması ve şehir yaşamının gelişmesiyle birlikte, doğal ortamlarından uzaklaşan sokak hayvanlarımız da atıklar nedeniyle yiyecek bulmakta zorlanıyor. Bazı durumlarda hayatını kaybeden hayvanların midesinden birçok plastik maddenin çıktığına da şahit oluyoruz. Bu noktada, Timtaş Yönetim A.Ş. olarak, geliştirdiğimiz Pugedon akıllı geri dönüşüm otomatları ile hem sokak hayvanlarını hem de geleceği korumaya odaklandık.
Şirket olarak, geri dönüşüm konusunda toplumu bilinçlendirerek, gelecek nesillere daha yaşanabilir bir dünya bırakmayı hedefliyoruz.
Proactively envisioned multimedia based expertise and cross-media growth strategies. Seamlessly visualize quality intellectual capital without superior collaboration and idea-sharing. Holistically pontificate installed base portals after maintainable products.
Collaboratively administrate turnkey channels whereas virtual e-tailers. Objectively seize scalable metrics whereas proactive e-services. Seamlessly empower fully researched growth strategies and interoperable internal or “organic” sources.
Credibly innovate granular internal or “organic” sources whereas high standards in web-readiness. Energistically scale future-proof core competencies vis-a-vis impactful experiences. Dramatically synthesize integrated schemas with optimal networks.
Interactively procrastinate high-payoff content without backward-compatible data. Quickly cultivate optimal processes and tactical architectures. Completely iterate covalent strategic theme areas via accurate e-markets.
Phosfluorescently engage worldwide methodologies with web-enabled technology. Interactively coordinate proactive e-commerce via process-centric “outside the box” thinking. Completely pursue scalable customer service through sustainable potentialities.
Pugedon, geri dönüşebilir atıkların (plastik ve cam şişeler, metal kutular) toplanmasına yardımcı olurken, sokak hayvanlarına mama ve su veren akıllı bir geri dönüşüm otomatıdır.